10 Aralık 2013 Salı

İçimden dışıma böğürenler vol.birmilyondokuyüzseksensenyedibinaltıyüzellialtı

İnsanın aklına geliveriyor birden metrobüsün huyuna suyuna bırakırken kendi benliğini.
Birden düşünüyorum yaşadıklarımı ve diyorum ki " bağzı akbil makinaları çok terbiyesiz bence! parayı beğenmiyorlar. sen para veriyorsun ; alın terim, gözümün nuru param! çalışıp didinip kazandığım param. kan ter içinde sabahları işe gidip helali hoş olan benim cağnım param! ..kendini bilmez, terbiyesiz, kişiliksiz akbil makinası senin paranı beğenmiyor, burun kıvırıyor, geri püskürtüyor. o vakit yüzüne tüküresim geliyor akbil makinasının.olmaz olsun senin gibi makina diyesim geliyor. ama diyemiyorum. mal çünkü anlamaz. devlet malı neticesinde . kamu spotu. bilmem neyin zımbırtısı. sen kimsin? sen kimsin de benim paramı beğenmiyorsun. makinalığını bil , otur aşağıya. yoksa ağzına ağzına terliğin tersiynen vurasım var ama zor tutuyorum kendimi, deli derler neyime lazım!

Çok iyi ettim şimdi bunu anlatmakla. Böyle içim rahatladı . Nasıl diyeyim hani hapşırdıktan sonra ki "dünya varmış" hissi gibi bir his uyandırdı bende. Çok iyi oldu çok iyi...


Şekil A1:
Aklıma gelmişken vakti zamanında Ajdar diye biri çıkmıştı."Çikitaa muzz muzz muzz " diye geziyordu ortalıkta . Yer yarıldıda içine mi girdi acaba .İyi oldu bence .Çünkü bağzıları hakediyor. Mesela Ajdar hak ediyor ! Yer yarılıp içine girmeyi. İnsanda biraz ses olur be adam! Bakınız şekil a:1'e. Uydur orandan burandan hopp çık sahneye .Deli işi bunlar ben diyim.

Bayramlar geldi geçti yoktum buralarda. 2013'den pek hazetmedim ben gerçi. Ondan içimdende yazmak gelmedi. Özlemişim ama ne yalan söyliyim şöyle içimdekileri dökmeyeli uzun zamanda olmuş. Bayram deyince aklıma geldi benim. Birde benim kadar deli bir arkadaşım var , kendisi güncel girince aklıma geldi. Bir bayram günü abanınca misafirlerin getirdiği bayram çikolatalarına afedersiniz öküz gibi , gece yarısı bir burun sızlaması akabinde sen benim burun şarıl şarıl kana! Durduramıyorum. Burnumu yıkamak için gittiğim banyoda bayılıp düş sen! Seramikle öpüş! Sonra nerdeyim anaaaaam ben diye feryat figan ol... Çocuk aklı böcük aklı işte. Ye sen çikolataları ye sen! sonra da şuğrun kapansın. Hiç unutmam ! beynime mıh gibi kazınmıştır bu anı! Ara ara depreşir işte. Böyle bokunduruk bir yazı çıkar ortaya sonrada..ordan oraya ordan oraya!!

Selamlar....

5 Ekim 2012 Cuma

şöyle biii uğradım


Uzun bir aradan sonra giydiğin ceketin cebinden çıkan paranın verdiği mutluluk ne kaa farklı imiş a dostlar!
Bir mutluluk şelalesi çağladı içimde..Çocuklar gibi şen oldum.Seke seke yürüdüm yolumu...sanki sanırsın maden buldum, bokumda boncuk buldum...sonra kızdım kendime...unutmasaymışım daha iyiymiş. Kim bilir kaç kez o parayı yokladı bir başka ceketin cebinde ellerim, kim bilir kaç kez gittiğim pakkala veremedim, bi epbek bile alamadım o para yok diye...
allaaammm bak mutsuz oldum birden..


*** sakız çiğnerken yanağını ısırmaktan daha beteri, bir daha ısırmaktır aynı yeri! ( ahanda özlü sözde yazdım tam oldu)

sözüm meclisten dışarı ben pek kedi sevmem.hani böyle gördüğümde "git allah belanı versin" demiyorum ama
yani bana uzak allah'a yakın olsun modundayım.sebep? bir sebebi var elbette. küçüktüm , birgün yolda yürüyordum. küçükken yolda yürürdüm ben. bir kedi gördüm sanki, baktım evet bir kedi varmış . bana doğru geliyor. "aaa ne kaa sevimli bir kedi" diyerek çok sevindim. bende ona doğru gittim.o bana doğru geldi ben ona doğru gittim. ortada buluşacakken.kedi durdu. ve birden tısladı bana.evet evet tısladı. gözleri felfecir gibi açıldı..böyle garip bi büklümlendi.8 oldu kedi resmen.tısladı da tısladı. çocuğum ya ben şimdi. önce korkmakla, altına sıçmak arasında kaldım. sonra dedim korksam daha iyi.sıçarsam annemden dayak yiyebilirim..topukladım eve..o gün bugün kediden tırsarım arkadaş. bir nankör insandan, bi kediden korkarım. bir de vakti zamanında freddy'nin kabusundan korkmuştum. çok pis bi suratı vardı adamın.töbe bismillah rüyama girip duruyordu. hem izliyor hem tırsıyordum. hele bi sahnesi vardı. böyle freddy lavabodan çıkıyordu. musluktan kızın elini tutuyordu,sarıyordu. arkadan sarılıyordu. gece tualete gidince aynaya bakamaz oldum....

***geçenlerde annem molped reklamları ile konuşuyormuş. çok sever pammık şekerim tv ile konuşmayı.
 ıssız orman da "molpedddddd" diye bağıran kıza cevaben ; "molped molped diye bağıracağına , ormanın içindesin ohh mis, iki yaprak bağla gitsin " diyeceği tuttu. alem kadındır , bir yanı aristokrattır, bir yanı mükreminin annesi ,bir yanı masum kedi, bir yanı aslan parçası (çok pis gürler) , bir yanı böyle çingen gibi, bir yanı hanımefendi...yirim la ben o kadını , iyikimde doğurmuş beni





1 Şubat 2012 Çarşamba

ne bileyimmmm beeennn!!!

"mekan insanı olmak" iyi birşeydir.  nerde mekanda tanınan bir insan var orda mutluluk var. hep mutlu olmuşumdur mekan da garsonları tanımaktan,mekan sahibi o güzel insanlarla iki lafın belini kırmaktan, "şşşşt hacı! deyip, sevgili garson insanına elinde 2 çay işareti yapmaktan...Huzur var işte orda huzur...farklılık var. "ben" var orda ben!

---------------

"ağzının tadını bilsen burnunun bokunu yerdin " cümlesini pek severim. yerli yerinde kullanınca cuk diye oturuyor.O vakit işte ; dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim! diyesim gelir.Çoşarım,çoşarım...çoşarım ben!

-----------------

Ne biçim bir insanım ben?deli miyim?divaneyim? azıcık akıl yok mu bende? Bence yok.Ama güzelim, güzel severim,çok sevimliyim, çok çok sevimliyim, ponçik gibiyim! Yuh bana ama! Tamam yeter...geldi geçti!

---------------

Dışarı bembayaz.Ne güzel olurdu şimdi evimin penceresinden lapa lapa yağan kara bakmak ve elimde sahlepim ve kitabımı okurken huzurlu sıcacık evimde oturmak. Pehh! zor işler bunlar.Ancak filmlerde olur . Bir de şömine ateşi isteseydin de tam olsaydı ayı. Töbe yarabbim! Ağzımı bozdum kendime.Kendi kendime işgillendim.Kendi kendimi yerdim.Yerin dibine soktum.Olsun severim kendimi.Hem severim, hem döverim...

Öperim hem kendimi hem sizi!



2 Aralık 2011 Cuma

yine geldiler bana!

***Nerde elinde bir kocaaaa zıçarbaks bardağıylan mekana giren bir kadın var orda “vay anammm vay vay” var. Çok taktir edilesi insanlardır bence bunlar.

***Ben bezen çok pis küserim.Öyle böyle değil ama.Kimse bilmez küstüğümü. Kendi kendime böleririm..Sonra bakarım küstüğümde beni kıçına bile takmıyor, barışım kendi kendime. Ama içimde kalır küsmem.Yani gidip saçını başını yolasım gelir.Yüzüne sünküresim gelir çok kızdığımdan.Ama sonra “ ne biçim insanım ben “ derim. Kendime kızarım bu sefer.Saçımı başımı yolarım,kendime sünkürürüm…yaaa

***Kokmak çok kötü bir şeydir bence . Kokmamak lazım. Yıllardır yanında çalıştığım öküzün kokusundan burnumun direği sızlamayı geç, koptu koptuuuuuuuu.Be adam ne tiksinç bir insansın sen, ne pissin, ne kötüsün, ne kokarcasın.Şimdi burada çok şey sayasım geliyor ama çizgimi bozmayayım.Ayı diyesim var ama demiyorum ayıp olur.Allah’ın dan bul emi! Yolda yaşlı teyzelere denk gelesin.”Evladım ne pis kokuyorsun sen “ desinler sana..Püüüü!!

***Bak aklıma geldi yine içim bölerdi, mahalleye salıncak gelirdi eskiden çok eskiden.Sıra gelsin diye beklerdik heyecanla.Gelirdi sıramız,binerdik.Sonra hemencecik biterdi.Bi hüzün kaplardı içimizi.Paramız olsaydı yine binerdim .Ama çok fakirdik biz.binemedim.Olsa da yine binsem.Koca totomu sığdırmak zor olur belki ama, ben binsem, bıyıklı amca çevirse çevirse…

24 Kasım 2011 Perşembe

Muzur muyum neyim ben allaseeen!!!

Ne zaman mandalina yesem, yakınımdaki kişinin gözüne gözüne sıkasım geliyor kabuğunu.De yanında ki kelli felli kırkına dayanmış bıyıklı bir amca olunca yapılmaması daha makbul.Ama içimdeki o sıkma dürtüsü birgün beni alıp götürecek ve ben dayağı yiyeceğim diye çok korkuyorum

***

Kız çocukları illa bebeklerle mi oynarmış arkadaş! Bir bebeğim vardı , sarı saçlı çiğ suratlı,mavi gözlü...bir daha da almadı anacım. Çünkü 2 gün sonra saçları makasla didiklenmiş, gözünün teki yerinden çıkarılmış, suratı tükenmez kalemle çizilmişti.Umarım içimde bir şizofren beslemiyorumdur. Çok tehlikeli çok!O zamanlar birde zengin bebesi vardı.Adı da Barby.Çok mu ulaşılmazdı bize yoksa gerçekten oyuncak bebeklerden hoşlanmadığımdan mıdır nedir, pek bi tiskinirdimkendisinden.Zengin, sarışın, tiki bebekleri gibi geliyor bana hala 

***

Ne vakit yemenesine çiğnenmiş sakızını yapıştıran bir teyze görsem, orada hüzün basar bana,gözlerim dolar,ağlayacak gibi olurum, dudağım büzüşür..ağlayamam... çok taktir ederim o teyzesi ve gidip öpesim gelir alnının ortasından.




17 Ekim 2011 Pazartesi

şöyle böyle!

***kaşının kuyruğu önemlidir. olsa da olur olmasa da olur diyemezsin kaşının kuyruğu için. gözün canıdır kaşın kuyruğu. olmadımı gözün hiç bir manası kalmaz. göz gözlükten çıkar, kirpik öylece mal mal durur karşında. anlıyacağınız hafta sonu kaşının kuyruğu giden insanım ben.zavallıyım, bedbahtım, hüzünlüyüm, sümüklüyüm...o mahalle kuaförünü önce allah'a sonrada dostlara havale ediyorum. allah yerin dibine soksun o'nu. yer yarılsın yerin içine girsin.ağzı bölersin, gözü pörtlesin, niye çünkü benim gözümün nuru kaşımın kuyruğunu yok ettiği için. kuyruk acısı zormuş aa dostlar! ben yandım siz yanmayın .gitmeyin bilmediğiniz her kuaföre.hele ki benimkine hiç gitmeyin...ne yapsam olmuyor..çok içim yandı çok!

*** şarkı ezberlemek öyle kolay bir iş değildir.çok taktir ederim şarkı ezberleyenleri ben. hele topluca söylerken ezberlenen şarkıyı , tamda bilmediğim yerinde mırıl mırıl ederken arkadaşının fark etmesi çok koyar insana. aslında orda ne dendiğini anlamamaşındır, ama kendince birşeyler katmışındır oraya. sonra da "aaa ben böyle biliyordum" demeye getirirsin.çok pis g*t olursun aslında orda. içten içe de kıskanırsın, yüceltirsin arkadaşını bildiğini gördüğünde. ne garip!

***önlük mönlük kalmadı artık! siyah önlük 2 sene giydim. 3. sene mavi önlüğe geçtim. ama benden önce geçen öğrencileri kıskandım. içim ezildi onlara karşı. istedim almadılar. sonra mecbur kaldılar. ama şimdi kalmadı öyle şeyler. üzülüyorum ben.

*** hergün 7 saat, haftada 35 saat,ayda 182 saat ,senede yaklaşık 2184 saat trafikte vakit geçiriyorum. o yüzden otobüste uyumak can'dır diyorum. ne vakit otobüste uyuyan bir insan görsem çok sevinirim.amma kolay değildir otobüste uyumak. binbir çeşit yolu vardır uyumanın. cama yaslanmaca, yanındakinin omzuna düşmece, salya akıtmaca, kendi horultuna uyanmaca...yollar zor! olsun..uyumaya devam..

7 Ekim 2011 Cuma

İronik (Arşiv'den bir yazı -2009-)

İstanbul’un en uzun otobüs hattının içerisindeyim. 70 km’lik mesafesi ile Esenler-Tuzla , trafik de hesap edilirse yaklaşık 5-6 saat sürüyor. Ve ben sabah akşam bu otobüste yolculuk ederken koltuk da yayılmış oturan yaşlı teyzelerin başında trafik bunaltmışken beklerken onlardan daha da nefret ediyorum. Hatta nu nefretim öyle büyüyor ki içimden ironik bir sohbet başlıyor teyzemle aramızda…


-nereye teyze?
-ahretliğime gidiyom? Dün akşam telefon etti..kısır yapmış, börekler açmış..çay içip sohbet edicez.
-zıkkımın kökünü ye teyze ..sabah sabah pis boğazın mı geldi aklına?
-uzun yol anca giderim .
-gitme ! kır dizini otur evinde çekirdek çitle allan cezası..
-yok! Gitmem lazım.
-cehenneme git ! pis kadın..sabahın köründe kalkmışın benim yerimi kapıyorsun.
-sen gençsin!
-valla yolum 2,5 saat sürüyor kadınnnn! Gençlik mi kalır, ayak mı kalır , ömür mü kalır…eski İstanbul mu sandın sen burayı..öldüm lann!! Öldüm ben…

Susuyorum tabi. Bir şey diyemiyorum. Ne diyecem allah’ından bulsun pis kadın! Saçından tutup cama yapıştırsam  , kıvılcım çıkarsam olur mu diye düşünüyorum? Çok kızıyorum kendime. Ne pisim lan ben diyorum. Sende yaşlanacak bir gün diyorum. Ama dinletemiyorum kendime. Çok ayıplıyorum kendimi.

***Vakti zamanında Tayfun diye bir pop sanatçı vardı. “Muhhhh sevgilimsin “ diye saksafonla şarkı söylüyordu. Kayboldu gitti. Köşede sıkıştırıp öpmesinler insan evladını..

Erkek adam sakız çiğnemez. Hele badem bıyıklı, yaşlı isen , kafan da takke varsa hiç çiğnememen gerekir. Yanımda oturan badem bıyıklı takkeli amca kulağım dibinde çakkıdı çakkıdı sakız çiğnemekle kalmıyor, birde sağ olsun patlatıveriyordu. Sabır noktamın içerisinden bir ironi daha geçti.

-Amca ne yapıyorsun çatır çatır.
-Sakız!
-Utanmıyor musun?  Badem bıyıklarını yolarım senin  he. Kes şu çatırtıyı.
-Sakız!
-Sakızla boğarım seni.
-Güllü sakız!
-La bi git! Bi defol! Bi in şu otobüsten.  

***Eskiden horozlu şeker satan elma yanaklı seyyar satıcılar vardı sokakta. Bir çocuk gibi sevinirdim onları gördüğümde. Kayboldular ne yazık! Hüzün kapladı şimdi içimi.

İnsanları gözlemlemeyi sevdiğimden midir nedir, bunların sonuçları pekte sevimli olmuyor. Mesela otobüste birinin burnunu karıştırdığınımı gördüm. Sırf onun burnunu karıştırdığını gördüğümü görsün diye dikine dikine bakarım. Baktık göz göz geldik. Tiskinç bir ifade ile yüzümü çeviririm. Mendilin nerde ayı!! diye sorarım içimden ..Mendili yok mudur insanların? Neden mendilsiz dolaşırlar ? Mendilsiz bir hayat , mendilsiz bir hayata benzer. Hiçbir zevki yoktur. Çok ürkütücüdür..Pis bir şeydir. Mendili olacak insanın. Ne bileyim sümüğü geldiğinde , haykıra haykıra hönkürecek..böğürecek..nasıl olsa mendilim var diyecek. Peki sen ne yapacaksın ayı!!! O burnunda çıkan partükülü ! oturduğun yerdeki koltuğun altına mı süreceksin..Pis herif! O yüzden sevgili dostlar , mendilsiz dolaşmayın, burnunuzu olur olmaz yerde karıştırıp , oraya buraya sürmeyin. Pis olmayın! Pislik olmayın…yazık!

***Birde şimdi geldi aklıma ..sokakta seyyar dönme dolapçılar vardı. 2 tur attırıp çocukları sevindirirdi. Ne mutluyduk eskiden çocukken. Şimdi yok mudur o bıyıklı amcalar..tontoş teyzeler. Bak hüzün bastı yine.


Takıntılı insanlar hep beni mi bulur diye sormadan edemeyeceğim. Baş ucunda beklediğim kız belli ki tıp öğrencisi..tıp örencilerinin kafamdaki tabularını yıktı geçti …İşte o anda bi hüzün daha yaşadım. Tıp öğrencisi sakindir, takıntısızdır, saçma sapan hareket yapmaz, hele tırnak hiç yemez. Yol boyunca tırnaklarını kıtır kıtır yiyen sevgili tıp öğrencisi genç bayan sana sesleniyorum; Senden tiksindiğim kadar hiçbir tıp öğrencisinden tiksinmedim yemin olsun.! O nasıl bir ısrardır..o nasıl bir azimdir öyle. Önünde yazan notları ben ezberledim baka baka. Sen hala tırnak kemir , oje ye.. Iyy tüylerim diken diken oldu sevgili dostlar.

***Ne zaman bir lunaparkın önünden geçsem bi hüzün kaplar, neşeli çocukların çığlığında. Böyle içim mışmıla yemiş gibi pörsük pörsük olur.Ne bileyim buhran geçirir gibi derin derin nefes alırım.